22 Ağustos 2013

Diyete Dönüş! ;)

Merve Gülay'a Bu Güzel Resim İçin Teşekkür Ederim! ;)



Tatil, deniz, güneş, yüzmek, yemek derken insan kendini metabolizması hızlı çalışan insanlar gibi hissediyor... Yedikçe kilo alınmıyor, yanaklara renk geliyor, estetik ameliyat yaptırmış gibi gençleşip güzelleşiyor insan... 

Gerçekleri söylemek gerekirse, ben hiç bir tatilimde bu kadar çok yemedim! :) Bir yaz gecesi rüyası tarzında saat 12.30'da yediğim bir waffle var ki sormayın gitsin! 

Sabah karbonhidrat, akşam karbonhidrat, arada çikolatalar, dondurmalar, bunlar yetmezmiş gibi bir de bol bol meyve... 10 günde aldığım 1.5 kilo karşısında aynada kendimi öpesim geldi... Allah yüzüme baktı da oradan obez olarak dönmedim! :) 

Buraya gelince, kendimi kutlamayı bırakıp yapmam gerekenlere konsantre olmaya başladım... Bunlardan biri de devlet meselesi olan aylardır vermeyi düşündüğüm 4 kilo=4000 gram :) 

Hemencecik soluğu Diyetisyenim Serap Tolaz'ın yanında aldım tatil dönüşü... İnsan kötü şeyler duymaktan korkunca çenesi düşer ya... Başladım konuşmaya... ;)

"Kafamı karıştırma" dercesine bakış attı ve diyet listemi yazmaya başladı... =) 

Sabah: Kepekli ekmekli tost+ Yarım maydonoz (içine limon)

Öğle: Sebze Yemeği + Yoğurt

İkindi: 1 Activia Yoğurt

Akşam: Protein+ Salata veya Sebze

Gece: Şeftali

Su: Bir Sürahi Suyun İçine Limon Dilimleri
Nane Yaprakları eşliğinde içtiğimiz su tokluk hissi veriyormuş... 

Not: Bu diyeti sizlerle paylaşmamın nedeni ben acı çekerken bana destek olmak isteyenleriniz olursa beraber yapabilmek için ;) 

Diyete Dönüş! Ekime kadar var mısınız? ;) 

21 Ağustos 2013

Mutlaka Gidin!- SIRÇACI14

"10 sene sonra kendinizi nerede görmek istersiniz?" sorusunun cevabı türlü türlüdür. Ve o 10 senenin sonunda o cevaba ulaşan çok az kişi olur etrafınızda... 

Kimi kendine inanmaz, kimini hayat oradan oraya savurur ve hayallerini unutur... Kimi de Sırçacı14'ün işletmecileri Özlem Kaynak Eren ve İpek Özmen gibi hayallerinin peşinden giderler! Ve muhteşem bir iş çıkarırlar... 

Sırçacı14'te eviniz kadar rahat edeceğinize emin olabilirsiniz... ;) 

Müzikler, özenle hazırlanmış menüsü, sıcacık ortamı ve güleryüzlü personeliyle müptelası olmaya hazır olun! =) 




Mutfak-salon-bar konseptiyle hizmet veren bu özel mekanda her şey incelikle düşünülmüş. Mimari detaylar o kadar zevkli ki anlatamam... Çünkü anlatılmaz yaşanır cinsten bir durum söz konusu sayın takipçilerim ;) 


Mekanda perşembe-pazar günleri 19.00-24.00 saatlerinde Dj Metin Süer performans sergiliyor... Müziğin sesi artmaya başladığında kahvenizi ya da içkinizi yudumlarken ortamın havasını içinize sindirip günün tüm stresini atıyorsunuz! ;) 

Ayrıca perşembe günleri Aperitivo günü! 18.00-20.00 saatleri arasında içkiyle beraber servis edilen atıştırmalıklara bayılacaksınız...






Ben bundan sonra en az haftada bir Sırçacı14'teyim! Kahvaltı, öğle veya akşam yemeği hiç fark etmez! Yeşilliklerini bile kendi bahçelerinden yetiştiren bu güzel mekanı bırakmam da bırakmam! ;) 


Beni ağırlayan, sıcacık enerjileriyle ortama ışık saçan Özlem Kaynak Eren ve İpek Özmen'e Yeniköy'e böyle güzel bir mekan kazandırdıkları için huzurlarınızda teşekkür ederim! ;) 


20 Ağustos 2013

Dinleyelim! ;)

Kenan Doğulu ve Ozan Doğulu kardeşler yine süper bir Single ile Karşımıza Çıktılar... Sesini açın, fark etmeden dans etmeye başlayacaksınız! ;) Bu doğal bir reaksiyondur, korkmayın ve kendinizi müziğin akışına bırakın! =) 


Not: Blogumla güneş, deniz ve dinlenme üçlemesi dolasıyla çok ilgilenemedim, bomba gibi röportajlar ve sürpriz yazılarla artık sizlerleyim!;) 



1 Ağustos 2013

Psikoloji: Çocuğum Yemek Yemiyor! Ne Yapmalıyım?


Bu soruyu sayısını hatırlayamayacağım kadar çok anneden duydum. Aslında nedense bu konuda yazmak hiç aklımda yokken, bu hafta boyunca yemek hakkında o kadar çok sorun ve şikayetle karşılaştım ki yazımı yemek konusuna ayırmaya karar verdim.“Kızımı sofraya oturtmak bir dert.” “Yemek vakti yaklaştıkça yemesi için kavga dövüş birbirimize gireceğimizi bildiğim için çok sinirli oluyorum”. “Aç bıraksam günlerce benden yemek istemez, bir iki bisküvi ile karnını doyurur.” Televizyonun karşısında yemek yedirmezsem mümkün değil yemek yemiyor”. “Aslında benim çocuğum doğru dürüst hiçbir şey yemiyor”. Sizin evde de yemek saati olunca benzer sorunlar yaşıyorsanız, bu yazı sizin için.



Çocuklar çok erken yaşlarda anne-babalarını ne kadar kolay kontrol edebileceklerini çok güzel öğreniyorlar. Neden derseniz “Ben aç değilim ki…” ile başlayan her konuşmanın anne-babanın canını ne kadar çok acıttığını çocuklar maalesef hemen keşfediyorlar. Haksız da değiller özellikle biz anneler çocuğumuzun gelişmesi, büyümesi ve sağlıklı olmasını istiyoruz. Önlerine koyduğumuz yemeği yemezlerse hasta olacaklarına ve gelişimleri için gerekli besinleri alamayacağından çok korkuyoruz. Fiziksel ve ruhsal sağlığı yerinde olan her insan yavrusu aç olduğunda yer. Bu gerçeği kabullendiğimizde işler daha kolay yürüyor. Annenin çocuğunun neyi ne kadar yediği ve içtiği konusunda endişeleri olursa çocuklar bunu anında sezip anneyi yemek ( ya da yememek) üzerinden tehdide başlıyorlar. Biz çaresiz anneler de elimizden gelen her şeyi yaparak iki lokma da olsa yemeleri için çırpınıyoruz. Aslında işi doğal akışına bırakabilsek oluşan yeme sorunlarının büyük bir kısmı oluşmayacak bile. Ama anne ve çocuk arasında inatlaşma başladığında döngüyü geri çevirmek biraz sabır istiyor.

Öncelikle çocuğunuzun ne kadar yediği ile ilgili beklentilerinizi biraz düşürmek bu savaşa başlamak için uygun bir yol olur. Çocuklar karınları doyduğunda yemek yemeyi istemezler, bu da çok normaldir. Çocukların yeme ihtiyaçları günden güne, büyüme hızlarına hatta dış ısıya göre değişiklikler gösterir. Bunun için çocuğunuzun tabağını şu anda doldurduğunuzun yarısı kadar doldurun. İzin verin, daha çok yemek isterse o size bunu mutlaka bildirecektir. Ara öğünleri doğru ayarlamak da önemli. Çok ve fazla kalorili ara öğünler çocuğun ana öğünü yememesine neden olabiliyor. Bir önemli nokta da yalnız yenilenin değil, içilen şeylerin de ara öğünden sayılması gerektiği. Bazen “çocuğum hiçbir şey yemiyor” diyen annelerin çocuklarının üç-dört bardak süt veya meyve suyu içtiğini söylüyorlar.Yemek savaşlarında bir önemli konu da sofra alışkanlığı. Maalesef anne-babaların eve geç dönmesi yüzünden büyük şehirlerde kaybolmaya yüz tutan bu alışkanlık çocuklarımızın iyi yeme becerileri kazanmaları açısından çok önemli. Hep beraber oturulup sohbet edilebilen bir ortam (aman dikkat sohbet yemek üzerine olmasın lütfen!) da çocuğunuzun daha iyi yemesi için bir zemin oluşturur.

Bunların dışında çocuğunuzun yemek hazırlama, menü hazırlama, sofra kurma konularındaki katkıları da onun daha iyi yemek yemesine neden olacaktır.

Yemek konusunda yapılmaması gerekenlerin başında ise kesinlikle yiyeceğin bir ödül veya ceza olarak sunulmaması geliyor. Yapılmaması gerekenlerin ikincisi ise çocuğu çeşitli hile, ödül, yalvarma, tehdit etme ve zorlama ile yedirmemek.

Bu konuda son söz çocuk doktorlarının. Eğer çocuğunuz sağlıklı ise, büyüme ve gelişmesinde bir sorun veya bir hastalık yoksa bırakın çocuklarınız istedikleri kadar yesinler ( veya yemesinler).

Uzm. Dan. Psikolog Ani Eryorulmaz